Join us on a literary world trip!
Add this book to bookshelf
Grey
Write a new comment Default profile 50px
Grey
Subscribe to read the full book or read the first pages for free!
All characters reduced
Burhan Bey - cover

Burhan Bey

Halit Fuat Beşik

Publisher: eKitap Projesi

  • 0
  • 0
  • 0

Summary

Mevsim, kış ortasıydı! Günlerce yağmurla ıslanmıştı İstanbul! Bütün hafta fırtınayla, karla, soğukla insanların canın çıkar. Sonra da insanlara çektirdiğine pişman olmuş gibi bir sevimliliğe büründü. İstanbul bu, bir bakmışsınız fırtına dinmiş, güneş açmış, bir bakmışsınız aniden kar yağmış. İstanbul böyledir işte…
 
Parlayan güneşi fırsat bilen binlerce insan sokaklara dökülür. Kimi boğazda, kimi köprüde, kimi deniz kıyısında oltasıyla balık tutuyor, kimileri vapurla adalara gidiyor, kimi Eminönü’ne, kimi alış veriş merkezlerine, ya da karın tadını çıkarmak için Belgrat ormanlarına gidiyor…
 
Bu gün hava karlıydı ve tipik İstanbul hali işte! Zalim bir şehirdir şu İstanbul! Tehlike çok ama, bir o kadar da güzeldir. Sana hep ihanet eder ve sen yine onu sevmeye devam edersin. “İstanbul’u sevmeyen gönül, aşkı ne anlar!” demişler şairler ve bu sözü boşuna söylememişler! Bir bakmışsınız güzel bir gün geçirirken onu bozacak birisi mutlaka çıkar. Sanki İstanbul’un değişmez bir kuraldır bu! Onu o kadar iyi tanımış durumdayım ki, hakkında ciltler dolusu kitap bile yazabilirim...
 
      Halit Fuat Beşik kimdir?
 
1952 yılında Fatsa'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Fatsa'da, üniversite öğrenimini ise İstanbul'da tamamladı. Kapalı çarşıda ticaret hayatına atıldı. Bu arada dünyanın pek çok ülkesini gezme fırsatı buldu. Önceleri rezaletten kaçmayan ve "Hep ben" mantığıyla maceralı bir hayat yaşadı. Okumayı ve not almayı çok sevdiği için pek çok kitap ve notlara sahiptir…
 
Yazarın çalışmaları; "TALAN MEVSİMİNDE ADAM GİBİ YAŞAMAK", "SOKRATES’İN İSYANI", "HAÇLILAR ÇANAKKALEDE", "YÜZ ELLİ YAŞINDAKİ ADAM", "TEVRATIN ÇOCUKLARI VE KURAN", "ARİF’İN ÖLÜMÜ", "ŞİİRLE AĞLAMAK", "KÜÇÜK MAHMUT İLE KOCA BAYRAM", "VENÜS GEZEGENİNDE İSYAN", "ADEME MEKTUPLAR" gibi Kur-an ahlakına dayalı, ama daha cüretkâr ve farklı konuda yazılmış kitaplardır.
 
 Yazmak konusuna otuz yıllık bir emek vermesine rağmen, bu konuda daha pek çok şey yapması gerektiğine inanıyor. “Talan Mevsiminde Adam gibi yaşamak”, “Sokrates’in İsyanı”, “Haçlılar Çanakkale’de”, “Tevrat’ın Çocukları ve Kur-an”, “Yüz Elli Yaşındaki Adam”, “Şiirle Ağlamak”, “Küçük Mahmut ile Koca Bayram”, “Venüs Gezegeninde İsyan” ve “Adem’e Mektuplar” isimli kitapları yayınlanmıştır. İnanç, Adalet, İnsan sevgisi ve Kuran ahlakına dayalı o muhteşem denge içinde eserler vermeye çalışıyor. Gerçek eserlerini bundan sonra size sunacağına inanıyor... Şimdilik, yaşıyor işte…
Available since: 12/18/2017.
Print length: 300 pages.

Other books that might interest you

  • Leo Tolstoy - cover

    Leo Tolstoy

    Stefan Zweig

    • 0
    • 0
    • 0
    Stefan Zweig'ın kaleminden çıkan ""Lev Tolstoy"", edebiyat ve düşünce dünyasının dev bir ismini, Lev Tolstoy'u ele alıyor. Zweig, Tolstoy'un sadece eserleriyle değil, yaşam felsefesi ve düşünceleriyle de dünyayı nasıl derinden etkilediğini inceliyor.  
    Bu kapsamlı eserde, Tolstoy'un hayatının en çarpıcı anları, düşüncelerinin oluşumu ve bu düşüncelerin dünya çapında yarattığı etkiler irdeleniyor.  
    Zweig, Tolstoy'un radikal fikirlerinin Rusya'dan Hindistan'a kadar geniş bir coğrafyada, Gandhi gibi tarihi şahsiyetler üzerindeki etkilerini anlatıyor. Tolstoy'un yaşamındaki trajediler, ailevi çatışmalar ve kişisel mücadeleler, Zweig'ın usta anlatımıyla okuyucuya sunuluyor.  
    Bu eser, Tolstoy'un düşüncelerinin, eleştirdiği yönlerde bile çeşitli toplumsal ve politik hareketlere nasıl ilham verdiğini gözler önüne seriyor. Stefan Zweig'ın ""Lev Tolstoy"", Tolstoy'u sadece bir edebiyat dehası olarak değil, aynı zamanda düşünce tarihinin etkileyici bir figürü olarak ele alıyor.  
    Zweig'ın üslubuyla zenginleşen bu eser, Tolstoy'un yaşamını ve fikirlerini derinlemesine anlamak isteyen herkes için vazgeçilmez bir kaynak.
    Show book
  • Tek Satırlık Entel - cover

    Tek Satırlık Entel

    Riva Şalhon

    • 0
    • 0
    • 0
    Bir insan türünü tarif edeceğim. Adına da "tek satırlık entel" diyeceğim. Tarifle başlayalım. Tek satırlık entellerin, sohbet gruplarında açılan her konu hakkında çarpıcı, başlangıç seviyesinde öğretici bilgileri vardır. Bunları istesek de istemesek de aktarırlar. Bilgiler kısıtlıdır, ancak her konuda bir iki şey çıkıverir ağızdan, konuya etraflıca hâkim havası verecek kadar. Bazı bilgiler fazlasıyla bayattır, bazılarının yanlışlığı artık ayyuka çıkmıştır, fakat karşılarındakinin okuma yazması ve bilgi kaynakları yokmuşçasına bilgi aktarırlar. "Yarım hoca dinden, yarım doktor candan eder" derler. Ruh açısından en sağlıklısı, bu türden mümkün olduğu kadar uzak durmaktır. İnsan bönleşiyor yanlarında dura dura. Ama hadi diyelim ki çok yakınımız ve uzak durmak imkânsız. Araştırdım, tek satırlık entellere karşı savunma mekanizmaları anlatacağım. Öncelikle sakinliğinizi koruyun. Hatta lafın uzaması için safça sorular yöneltip bilgi kaynağını teşvik edin. Sıkça gülümseyin. Çok az tepki verin. Ara ara kafanızı onaylarcasına sallayın. Ara ara da, "Gerçekten mi?" diye sorun. Ama asla polemiğe girmeyin. Ve oradan kaçış planınızı tasarlayın. Şimdi durup bir düşünelim: Acaba her susan gerçekten de bizim engin tek satırlık bilgilerimize mi aç, yoksa sadece çile mi dolduruyor?
    Show book
  • Büyük Rus Yazarları - cover

    Büyük Rus Yazarları

    Anònim

    • 0
    • 0
    • 0
    Edebiyat her şekliyle hayatla iç içedir. Bir romanın ya da bir şiirin okurla kurduğu bağın gücü, yazarın hayatla kurduğu derin bağdan ve bu bağın hepimizi kapsayan haliyle yazıya dökülmesinden gelir. İnsanı ve içinde yaşadığı hayatı tüm iyi ve kötü yönleriyle, herkese temas edebilecek kadar kristalleştirerek işleyen eserleri düşündüğümüzde sanırız herkesin aklına ilk olarak klasik Rus yazarlar ve onların eserleri gelecektir. 
    Bu biyografilerde daha önce eserlerini okuduğunuz yazarların hayatlarındaki enteresan ayrıntıları, belki aklınızda kalmış bir mısra veya cümlede o yazarın hayatının hangi sırrının saklı olduğunu keşfedeceksiniz. 
    Ve yine belki de dünyayı değiştirmiş bu yazarların hikayeleriyle kendinizi değiştireceksiniz. 
    Tolstoy’un da dediği gibi: “Herkes Dünya’yı değiştirmeyi düşünür fakat kimse kendini değiştirmeyi düşünmez.”
    Show book
  • Bilimin Karanlık Çocuğu - J Robert Oppenheimer - cover

    Bilimin Karanlık Çocuğu - J...

    Muhammer Arabacı

    • 0
    • 0
    • 0
    "Bilimin Karanlık Çocuğu: J. Robert Oppenheimer" - Bilimin aydınlığına ve karanlığına bir yolculuk. J. Robert Oppenheimer, 'atom bombasının babası', bir yandan sıradışı başarılara imza atarken, diğer yandan etiğin karanlık sularında yüzüyor. 
    Bu biyografi, geniş bir zaman aralığında Oppenheimer'ın hayatına, bilimsel araştırmalarına ve en karanlık dönemlerine derinlemesine bir bakış sunuyor. 
    "Bilimin Karanlık Çocuğu", sadece bir bilim adamının hikayesini anlatmıyor, aynı zamanda bilimin, etiğin ve insan doğasının karmaşık hikayesini de anlatıyor. 
    Oppenheimer'ın kişiliği ve nükleer silahlar hakkındaki çelişkili görüşleri, dönemin politik ve sosyal iklimine dair anlayışımızı derinleştiriyor. 
    Bilim ve insanlık hakkında düşündürücü bir inceleme arayanlar için bu kitap, kaçırılmaması gereken bir eser.
    Show book
  • Nereden Geldi Bu İlham Perileri - cover

    Nereden Geldi Bu İlham Perileri

    Ali Kocatepe

    • 0
    • 0
    • 0
    "Bu kitapta hayatımı değil, ilham perilerimi anlattım. Kitabımın Türk popüler müzik tarihimize bir ışık tutacağını da düşünüyorum. Ürettiğim şarkılarda payı olan herkese şükranlarımla..."1964'ten günümüze, Ali Kocatepe'nin dillere dolanan, anılara yerleşen, klasikleşmiş, otuz şarkısının birbirinden ilginç öyküleri sizlerle. Ruhunuza dokunan şarkıların nasıl bestelendiğini, sözlerinin nasıl yazıldığını, hangi duygularla yaratıldığını bu kitapta okuyacaksınız. Türk pop müziği tarihinin de bir panoramasını göreceksiniz.İlham perileri herkesi ziyaret etmez ama Ali Kocatepe'nin yanından eksik olmadıkları kesin.
    Show book
  • Yüzelli Yaşındaki Adam - Roman - cover

    Yüzelli Yaşındaki Adam - Roman

    Halit Fuat Beşik

    • 0
    • 0
    • 0
    Hep açık sözlü olmaktan yanayım. Bir gün bu felaket asrının acılı ve şaşkın insanı haline geleceğimi hiç düşünmemiştim. Eğlencenin sonsuza kadar süreceğini sanmıştım. Ama şu anda öyle düşünmüyorum. Evet yaşamak! Gerçeklerle yaşamak gerek, yalanları değil…
     
     Dün unuttuğumu sandığım bir sızı yokladı beynimi. Evet, başımdan geçen o yalancı aşkları, aldatmalarımı içimden birer birer hatırlayıp saymaya çalıştım. Kader ne çok ilk acılardan yaşatmıştı bu son yıllarda bana! Hayatta o kadar acı çektim ki, yaşımın henüz kırk olmasına rağmen kendimi, yüz elli yıl kadar yaşamış ve bir o kadar da kendimi yaşlı hissediyorum…
     
     Aslına bakarsanız ama ben hiç yaşamadım ki! Nasıl olur da ben bu genç yaşta kendimi yüz elli yıl yaşamış gibi yorgun ve ihtiyar hissediyorum böyle? Hayatımın en güzel yıllarını yaşamam gerekirken ne yazık ki, içimdeki aynanın üzerine kara bir örtü örtülmüştü. Ömrüm boyunca inanılmaz iniş ve çıkışlar yaşadım. İnsanın yaşamı ne garip olaylara gebeymiş meğer! Keşke! Keşke… İstiyorum ki, gözlerimi kapayıp derin uykuya dalayım. Yada birileri beni öldürseydi de, birilerinin elinde kalsaydım. Çekilseydim keşke şu dünya sahnesinden ve perde tamamen kapansaydı! Bir an evvel sevdiklerimin yanına gitseydim…
     
     Son yıllarda aşkı tutkuyu, ihaneti, kıskançlığı, korkuyu o kadar yüksek dozda yaşamıştım ki, kırklı yılların başında, kendimi yüz elli yaşında gibi hissetmek, gibi bir şeydi bu! Bu yaşananlar filmlerde, dizilerde olurdu ancak, diye zannederdim. Ama benim hayatımda da olmuştu işte…
     
     Pek öyle ahım şahım bir adam olmasam bile, gene de yakışıklı, sportmen bir iş adamı sayılırdım ve özgürlüğüm bu sayede hiç bir sınır tanımıyordu. Genç yaşımda ne paraya bağımlıydım, nede mutsuz bir yaşama! İstediğim her şeyi yapabiliyordum.
     
    O zamanlar, çok genç olduğum için her türlü hayat mücadelesine hiç taviz vermeden katılıyordum ve şeytandan bile korkmaz bir halim vardı. En azından işlerim fevkalade yolunda ve iyi gidiyordu…
     
     Kendimden başka hiç kimseyi önemsemiyordum! Ölüm veya onun eş anlamlısı ayrılık korkusu falan nedir hiç yaşamamıştım ve bilmezdim pek. Pek çok keyifli mücadeleden sonra ve okul yıllarımın arkasından, hayatımda en ufak bir leke olmadan evlendim...
     
     Yaşamımda o zamanlar her şey o kadar kolaydı ki, anlatamam! Çocukluğumun ilk seneleri, okul yıllarım, ailemin koruması altında oldukça güzel geçmişti. Evliliğimin ilk yıllarında da, işlerim fevkalade yolundaydı. Bu evliliğimden bir oğlum Alihan ve arkasından da kızım Ceren dünyaya gelmişti...
     
     Nasıl oldu bilmiyorum, zenginleştikçe, güçlendikçe evli olmama rağmen son zamanlarda müthiş bir çapkınlık krizine düşmüştüm. İçkili bir eğlencenin gecesinde ilk adımı attım. Birlikte iş yaptığımız Bursalı bir ipek kumaş üreten firmanın sahibesiyle içkili bir gece yemeğinden dönerken dekolte ipek elbisesinin askıları omzundan düşmüştü. Soy adı gibi yeşil ipek giysileri daha da çıldırtıyordu beni! Göğüsleri neredeyse dışarı fırlamak üzereydi. Sarhoş bir kadını otel odasına bırakırken tam bir gece çapkını gibi onun yatağına girmiştim. Bu genç evli bayanla her hafta aynı otelde birlikte olmaya başlamıştık…
     
     Halbuki ben zengin olmadan ve evlenmeden önce hiç de böyle değildim. Bekarken bile hiçbir kadın beni kolay elde edemiyordu. Şimdi ne olmuştu bana? Kendime şaşıyor ve hayret ediyorum, nedense evlendikten sonra kadın konusunda doyumsuz bir adam olmuştum. Ve peş peşe gelen hatalar zincirleriyle işimi ve aile yaşamımı iyice bir felç etmiştim. Bekar yaşarken bile bundan daha edepli bir yaşantım vardı. Diğer yandan evli olmama rağmen, korumam altında olması gereken ve iş arkadaşım olan oldukça hoş bir bayanla da birliktelik yaşıyordum. Günübirlik yaşadığım maceralar ise, daha da iğrenç bir şeydi...
    Show book