Übersetzer Defne Demir
Verlag: Publishdrive
Savaş dulu Anna, Koloni'de yeni bir hayatı kucaklamaya hazırdır. Nesli tükenmiş türleri hayata döndürerek yeni bir başlangıç yapmak, kocasının kaybını atlatmak için tam da ihtiyacı olan şeydir.Ta ki kocasının ölmediğini öğrenene kadar...
İçerik hakkında: Bilim kurgu romanı 'Ben, MOSRA', 'dünya dışı' Mosra'nın bakış açısından, Roswell kazasının öyküsünü ve bu olayın arka planını anlatıyor. Okuyucu, Dünya'daki insanlığın nasıl ve neden neslinin tükendiğini ve hayatta kalan birkaç 'elit'in, uzun süredir inşaat halinde olan bir uzay gemisini zamanında tamamlayıp, onunla birlikte kaçmayı ve insanlığın geri kalanını yok olmaya nasıl terk etmeyi başaramadığını öğreniyor. Bu macera romanında, modern politikanın mantıksızlığı ve alçaklığı vurgulanırken, insanlığın geleceği veya insanlığın soyundan gelenler için olası senaryolar da vurgulanıyor. Bu, kana susamış 'yıldız savaşları' ile ilgili değil, insanlığın geleceğine ilişkin olasılıklar, eğerler ve amalar ile ilgili. (Yapay zeka kullanılarak “bmg” olarak çevrilmiştir) Konuşmacı : Ahmet Sanat (yapay zeka)Zum Buch
İngiliz bilim kurgu yazarı H. G. Wells'in 1888'de yazdığı kısa hikayesi Zaman Argonotları, bundan yedi yıl sonra yazacağı ünlü eseri Zaman Makinesi'nin de temelini oluşturuyor. Zaman Makinesi'nden önce mutlaka dinlenmesi gereken bir Wells klasiği. Dr. Nebogipfel'in Llyddwdd'deki Geçici İkametinin Hikayesi, Ezoterik Bir Öykü Nasıl Mümkün Hale Geldi, Anakronik Adam ve Zaman Argosu bölümlerinden oluşan bu bir saatlik öykü sizi zamanda kısa bir yolculuğa davet ediyor.Zum Buch
Ben Meva. Odamı aydınlatan şeyin sadece dolunay olmadığını anladığım bir gece kaçırıldım ve bütün dünyam değişti. Bir tarafta yeni güçlerimle birlikte savaşmam gereken acımasız varlıklar, diğer tarafta benim için savaşmayı göze alan ailem, dostlarım ve aşkım. Ben Meva. Benim kaçırılmamla bütün Dünya değişti.Zum Buch
Parçalanmış bir dünya. İsyankâr bir hayatta kalma mücadelesi. Yeni bir enerji kaynağı dünyayı yok ettiğinde, yapay zeka onun küçük bir kısmını kurtarmayı başardı. Yarı mekanik bir habitat ile yeni bir yaşam döngüsü kurmak için sadece Eski Türk Mitolojileri'ne erişimi vardı. Dehşetli Sagay işgali Teniz Obası'nda hayatı enkaza çevirdiğinde, trajedi ve intikamla damgalanmış bir çocuk olan Tayyar, kaosun ortasında yükselir. Mitlerin can bulduğu ve makinelerin hüküm sürdüğü bu topraklarda, Tayyar’ın yolculuğu Eski Türk tanrılarının kadim hikayeleriyle kesişir. Tayyar, intikam arzusunu yeni bir kaderin çağrısıyla dengeleyebilir mi? Erlik Han’ın karanlık fısıltıları onu yutacak mı, yoksa Umay Ana’nın ışığını bulmayı başarabilecek mi? İnançla teknolojinin gazabının çarpıştığı bu dünyada, cesaret, ihanet ve hayatta kalmanın destansı hikayesi. Karanlık fantastik kurguyu, zengin mitolojiyi ve derin ahlaki çatışmaları sevenler için mükemmel bir seçim. Sagaylar ve Tayyar’ın Yolculuğunu çok seveceksiniz, çünkü bu hikaye, Türk mitolojisinin gücünü kıyamet sonrası hikaye anlatıcılığının yoğunluğuyla ustalıkla harmanlıyor. Hemen dinlemeye başlayın!Zum Buch
Nathan bir Veniri'dir, Venüs'ün ışığı altındaki sürüngen benzeri şekil değiştirendir. O, bir insan kızı, kendi türünün gaddar pençelerinden kurtarır ve onu çaresizce şekil değiştirenlerin dünyasından korumaya çabalar.Venüs'ün Parçaları Göksel Şekil Değiştirenler - 1. Kitap - Venüs'ün ışığıyla şekil değiştirmek... Hâlâ en iyi arkadaşının vahşice öldürülmesinin etkisinden kurtulamayan Violet Chambers'ın peşini, boynunda dövmesi olan “yüzü belirsiz” bir adam bir türlü bırakmıyor. Hayatının büyük bir bölümünü koruyucu aile yanında geçiren bu kız için hayatına devam etmeye çalışmak, günlük bir mücadele! Lâkin onu en yakın arkadaşının suç mahallînde bulan dedektif Nathan'la tanıştığında, işler daha umut verici görünmeye başlar. Onu korumaya kararlı olan, şekil değiştiren gizemli Veniri, Nathan Delano, Violet için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Tek yapması gereken Violet'in dünyasının şekil değiştirenlerin dünyasıyla asla çarpışmamasını sağlamak! Ama o bile Violet'i ve yakınlaştığı herkesi yok etmeye kararlı olan düşmanını durduramaz. Ve artık Violet kime güvenebileceğini bilemez. Bir anlaşma bozulmuşken ve güvenliği tehlikedeyken, acaba Violet çok geç olmadan kendini kurtarabilecek mi?PUBLISHER: TEKTIMEZum Buch
Mahmut Yesari’nin sanat ve edebiyat zevkinin başlangıcı, babası Mehmet Fahrettin Yesari’nin kültürlü, sanata ve edebiyata düşkün biri olması sayesinde küçük yaşlarda kitapla tanışmıştır. Mahmut Yesari’nin sanat ve edebiyat anlayışı, iki ana düzlemde kendini göstermektedir. Bunlardan ilki yazarın gerçekçi roman anlayışı, diğeri ise onun sanatı toplum açısından görüyor olmasıdır. Nitekim bu sayede, edebiyat dünyasında uzun yıllar ‘halk romancısı’ olarak tanınmıştır. İlk romanı olan Çoban Yıldızı’nı 1925 yılında yayımlar ve bu tarihten itibaren sadece edebi türler üzerine yoğunlaşır. Mahmut Yesari’nin romanları konu ve tema bakımından iki ana düzlem üzerinde şekillenir. Bunlardan ilki, bireyin iç dünyası ve diğer bireylerle olan ilişkisi, diğeri ise toplumsal meseleler olarak kendini gösterir. Konunun etrafında döndüğü temalar aşk, sevgi, kıskançlık, şüphe vb.dir. * * * İki saatten beri Büyükdere İskele Gazinosu’nda köprüden gelecek son vapuru bekleyen Doktor Cemil Kâzım, iskeleye çıkan halkın içinde de aradığını göremeyince, arkadaşına döndü: -Yazık, Kudret, dedi. Talihin yokmuş! Bak, Akşam Güneşi son vapurda da çıkmadı. Artık gelmez. Doktor Cemil Kâzım, vaktinden evvel ağarmış şakakları, yorgun, biraz fazla çizgili çehresiyle yaşından büyük görünüyordu. Teyze zadesi Kudret, onun geniş omuzlu, iri vücudunun yanında adeta bir çocuk gibi kalırdı: -Gördün mü ağabey, dedi. Benim talihsizliğim yalnız kumarda değilmiş!” Cemil Kâzım, beyaz, muntazam dişlerini göstererek bir kahkaha ile güldü: -Eğer Akşam Güneşi’ni görseydin, hiç şikayet etmezdin, Kudret. Belki de teşekkür ederdin. Haydi eve dönelim. Ilık bir mayıs gecesiydi. Gökyüzü sarı donuk, birbirine sıkışmış yıldızlarıyla güveler yemiş delik deşik koyu nefti bir örtüye benziyordu. Bu sarı, küçük menfezlerden kayan, süzülen zayıf pırıltılar durgun denizin sathında yağ habbecikleri gibi yüzüyordu...Zum Buch
